9 Mayıs 2014 Cuma

TBMM, tarihi bir karara imza atıp esareti sonlandıracak mı?

Yunuslara Özgürlük Platformu ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği, yunus parklarının ve hayvanlı sirklerin artık tamamen yasaklandığı yönündeki hatalı bilgilendirme ve haberler hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Aynı zamanda yunus parkı işletmecilerinin bu haberler doğrultusunda TBMM Çevre Komisyonu'na ve Alt Komisyon'a baskı yaptığı ve yasağa engel olmaya çalıştıklarına dair duyumları dile getirdi. 



Hayvanlı sirklerdeki ve yunus parklarındaki hayvanların kaderi TBMM ve Çevre Komisyonu'nun elinde!

Yunuslara Özgürlük Platformu ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği, basında çıkan haberlerin doğru olmadığını, bazı sivil toplum temsilcilerinin basındaki demeçlerinin gerçeği yansıtmadığını, henüz yunus parklarının ve hayvanlı sirklerin kapatılmasına dair nihai kararın TBMM tarafından verilmediğini ve bunun hala tartışmalı bir konu olduğunu belirtti. Örgütler, yunus parkı işletmecilerinin ise, gösteri merkezlerinin kapatılmaması için TBMM'de görüşmelerde bulunduğuna dair duyumlar aldıklarının da altını çizdi.

"Meclis kulislerinde önce altı ay, daha sonra bir yıl içinde kademeli olarak kapatılacağı söylenen yunus parklarının kapatılma süresinin iki yıla çıkartılacağı söyleniyor"

Aktivistler kararlı: Yunus parkları ve hayvanlı sirkler yasaklanmalıdır! 

Kamuoyu farkındalığı ve sivil toplumun baskısı nedeniyle hayvanlı gösterilerin yasaklanmasına dair maddelerin “tavsiye niteliğinde” Alt Komisyon'dan Çevre Komisyonu'na ve TBMM Genel Kurulu'na verildiğini belirten sivil toplum kuruluşları, bu gelişmeler ışığında Çevre Komisyonu'na çağrıda bulundu ve bir kez daha hayvanlı sirklerin ve deniz memelilerinin esaret altında tutulduğu tüm gösteri ve terapi merkezlerinin, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlayacak olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değişikliğine ilişkin yasa tasarısında yasaklanması gerektiğine dikkat çekti.

“Hayvan tüccarları mağdur rolü oynuyor” 

Bu tesislerdeki hayvan hakları ihlallerinin yanı sıra, bulaşıcı hastalık ve kaza-ölüm risklerinin bilinçli bir şekilde kamuoyundan gizlendiğini vurgulayan Yunuslara Özgürlük Platformu ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği, basında yer alan “Yunus Parkları ve Hayvanlı Sirkler Kapatılacak” başlıklı haberler ile ilgili Meclis kulislerinden aldıkları duyumlardan ve Çevre Komisyonu'na teslim edilen metinlerin şeffaf bir şekilde paylaşılmadığından bahsederek süreci endişe ile izlediklerini duyurdu.

Yunuslara Özgürlük Platformu'ndan Öykü Yağcı, “Meclis kulislerinden aldığımız duyumlara göre önce altı ay, daha sonra bir yıl içinde kademeli olarak kapatılacağı duyurulan yunus parklarının kapatılması süresinin şimdi de iki yıla çıkartılabileceğini öğrendik. Taraf olunan uluslararası sözleşmeler gereği, zaten yıllardır hapsedilen bu hayvanların hakları esnetilemez” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayvanların eğlence sektöründe sömürülmesine bir son verilmeli"

“Meclis, kamuoyundaki bu ciddi tepkiyi dikkate almalı ve bu tesislerdeki hayvanların yaşamlarını ve haklarını güvence altına alarak bir takım kişilere ticari kazanç yaratmak için ayakta tutulan bu tesislerin en kısa sürede kapatılmasını sağlamalıdır. TBMM ve Türkiye, hayvan ticaretiyle geçinen, yasadışı birçok sürece dahil olmuş birkaç tüccarın yalanlarına ve ticari çıkarlarına alet olmak yerine, sayısız hayvan hakları ihlallerinin ve işkencelerin yanı sıra insan sağlığına da büyük zararı dokunan ve her an ölümlerin, kazaların yaşanabileceği bu tesislerin kapatılması için uğraşmalı. Hayvanların oluşturulacak deniz memelisi rehabilitasyon merkezinde koruma altına alınması ve ömür boyu çalıştırılmaması için deniz memelisi uzmanları ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çabalamalı. Neden yasaklar için sınırları dahilinde yunus parkı olan İspanya, İtalya ve Fransa gibi kötü modelleri örnek almak yerine, yunus parklarını yasaklamış İsviçre, İngiltere, Yunanistan, Hindistan, Brezilya gibi iyi örneklerden yola çıkılmıyor? Birkaç kişi bu hayvanların transferinden ticaretine, fırsat sitelerinde pazarlamasından denetimlerine kadar binlerce dolar kazanacak diye, neden bunca riske, hak ihlaline ve ayrıntılarıyla açıkladığımız hukuksuzluklara göz yummayı tercih ediyorlar? Doktorların ve uzmanların görüşlerini es geçerek hayvanların esaretinden ve acısından para kazanan bu insanların TBMM kararlarına etki etmesine neden izin veriliyor? Hayvan tüccarları mağdur rolü oynarken, TBMM de 21. yüzyılda dünyaya örnek olabilecek bir kararla 5199'daki değişiklikleri tamamlamalıdır. Artık esareti ve zulümden beslenen eğlence anlayışını sonlandırmanın zamanı geldi.”


“Türkiye'de bir ilk gerçekleşebilecekken geri dönülmemeli“

Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden Burak Özgüner ise, “Endişe ile izlediğimiz bir süreçten geçiyoruz. Türkiye’de ilk kez yunus parklarının ve hayvanlı sirklerin yasaklanacağı duyuruldu. Meclisteki yasa değişikliği toplantılarına katılarak ve bu konudaki görüşlerimizi, bilimsel veriler ile birlikte TBMM Çevre Komisyonu’na ileterek bu esaret işkence kamplarının neden kapatılması gerektiğini anlattık. Hayvan hakları aktivistlerinin tamamı da bu konuda mutabakata vardı. Çevre Komisyonu ve TBMM, doğuştan gelen haklara sahip olan bu sessiz canlıların sesini duymak zorundadır. Çok basit bir amaç uğruna hayvanlar esir edilemez ve hakları gaspedilemez” açıklamasında bulundu.

Özgüner, öte yandan, Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nin Change.org sitesinde “Türkiye’de Hayvanlı Sirkler Yasaklansın” (http://chn.ge/1jkAvnQ) başlıklı bir kampanya yürüttüklerini söyledi ve “Hayvanlı sirklerin yasaklanması için 10.000 imza topladık. Bu imzalar, ilgili kişi ve kuruluşlarla paylaşıldı. Bu kadar ciddi bir kamuoyu talebi karşısında yunus parkları da dahil hayvanlı sirklerin yasaklanması, yıllardır esir edilen ve yoğun işkenceye maruz kalan bu hayvanlara bir borçtur. Sadece birkaç kişiye ticari kazanç sağlamak için ayakta tutulan bu işkencehanelerin ivedilikle kapatılması gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Kaynak: GazeteA24