27 Aralık 2011 Salı

'Baronun uygulaması onur kırıcı'

İnsan hakları savunucuları, başörtülü stajyer avukatların Baro tarafından derslere alınmamasına tepki gösterdi, uygulamanın 'onur kırıcı' olduğunu ifade etti.


İnsan hakları savunucuları ve hukuk alanında faaliyet gösteren dernekler İstanbul Barosu'nun başörtülü stajyer avukatlara yönelik uygulamasına tepki gösterdi. İstanbul Barosu, başörtülü stajyer avukatları derslere almıyor.

Mazlum-Der, İnsan Hakları Derneği, Boğaziçi Avukatlar Derneği'nin de aralarında olduğu çok sayıda kitle örgütü, Taksim Meydanı'nda toplandı, sloganlarla Baro önüne yürüdü.

Yürüyüş sırasında "Yasakçı baro hesap verecek", "Darbeci baro hesap verecek" sloganları atıldı. Bazı erkek avukatların başlarını örterek başörtülü meslektaşlarına destek verdiği görüldü.

'BARO ÖNCE GÖREVLERİNİ YAPSIN'

Kurumlar adına açıklama yapan Av. Figen Şaştım, baro yönetiminin 2 hafta önce aldığı kararın ardından baro yönetimiyle görüşme yaptıklarını duyurdu. Şaştım, baro yönetiminin olumlu bir karşılık vermediğini ve tutumunda ısrarcı olduğunu belirtti.

Şaştım, şunları kaydetti: "Avukatların, mesleki sıkıntıları konusunda kılını kıpırdatmayan, toplu olarak gözaltına alınmalarına ve adliyelerde aranmalarına ses çıkarmayan, tüm bunları avukatın saygınlığını zedeleyen bir durum olarak görmeyen, hiçbir zaman tam manasıyla avukatların yanında yer almayı başaramamış olan mevcut İstanbul Barosu Yönetimi’nin; tüm bunları bir tarafa bırakıp stajyer avukatların kıyafetleri ile uğraşması, hukukçu kimliği ve mesleğimiz açısından kabul edilemez bir durumdur."

İHD: ONUR KIRICI

İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Abdulbaki Boğa, baronun insan haklarını korumakla görevli olduğunu belirtti, giyim-kuşam ile uğraşmayı bir zihniyet problemi olarak değerlendirdi. Boğa, söz konusu uygulamanın kişinin inanç ve ifade özgürlüğüne yönelik onur kırıcı bir uygulama olduğunu söyledi. Boğa, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Bu karar kadın özgürlüğü, onuru ve eşitliğinin önüne koyulmuş bir engeldir. Baronun bu uygulamadan derhal vazgeçmesi lazım. Kılık kıyafet ile ilgili yasakların uygulandığı bir ülkede demokrasiden ve insan haklarından bahsetmek mümkün değildir."

'İNSAN İNANCI VE KİMLİĞİYLE VAR OLMALI'

Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, "Bu zihin, uzun yıllardır insanların bu ülkede nasıl yaşayacaklarına, nasıl düşüneceklerine karar vermeye çalışmaktadır. Biz bu sorunu sadece arkamızda gördüğünüz İstanbul Barosu'nun merdiven altında işlenmiş bir suç olarak görmüyoruz. Mahkemelerde, duruşma salonlarında, insanın var olduğu her yerde insanın onuruyla, kimliğiyle, inancıyla var olmasını kimsenin engelleme hakkı olmadığına inanıyoruz" diye konuştu.

Kaynak: ETHA