7 Ağustos 2011 Pazar

İçişleri'nden İlginç Dink Savunması

Dink'in öldürülmesinde kusuru olduğu gerekçesiyle mahkum ettiği İçişleri Bakanlığı, savunmasında, bakanlığın kusuru olmadığını ve 100 bin liralık manevi tazminatın "sebepsiz zenginleşmeye" neden olacağını ileri sürdü.


İstanbul 10. İdare Mahkemesi'nin gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinde ağır kusuru olduğu için tazminata mahkum ettiği İçişleri Bakanlığı'nın yürütmenin durdurulması talebi Danıştay 10. Dairesi tarafından reddedildi.

Agos gazetesinden Funda Tosun'un haberine göre, Hrant Dink'in kardeşleri Hosrof ve Yervant Dink'e 100 bin lira tazminat ödemeye mahkum edilen İçişleri Bakanlığı, yaptığı savunmada, "Manevi tazminata hükmedilmesi için kişinin idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntü duymuş olması gerekir" ifadelerini kullandı ve savunmasını şöyle sürdürdü: "100 bin liralık manevi tazminat 'sebepsiz zenginleşmeye' neden olur."

Dink'in korunması gerektiğine dair istihbari yazı yokmuş

Hrant Dink'in öldürülmesinde herhangi bir kusur ve sorumluluğu olmadığını ifade eden İçişleri Bakanlığı, gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını iddia ederken, Hosrof ve Yervant Dink kardeşlerin Hrant Dink'in öldürülmesi nedeniyle manevi tazminat almaması gerektiğini savundu.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan savunmada, ayrıca, Hrant Dink'in koruma istemediğini ve korunması gerektiğine ilişkin herhangi bir istihbari yazının da olmadığı belirtildi. "Tüm bunların sonucunda idarenin ağır hizmet kusuru olduğundan bahsetmek mümkün değildir" denilen savunmada güvenlik tedbirlerinin alınmasında idarenin herhangi bir zafiyetinin söz konusu olmadığı, bu nedenle, olaya ilişkin olarak idarenin hizmet kusurundan veya idarenin kusura dayalı sorumluluğundan söz edilemeyeceği ifade edildi.

Mahkeme Bakanlığı mahkum etmişti

İstanbul 10. İdare Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Hrant Dink'in hayatını korumadığı gerekçesiyle Türkiye'yi mahkum eden kararının ardından, 27 Ekim 2010'da İçişleri Bakanlığı'nın "Güvenlik tedbirlerinin alınmasında Bakanlığın herhangi bir zafiyeti bulunmadığı ve gerçekleşen riskin toplumsal nitelik taşımadığı, Dink'in koruma talep etmediği" argümanları karşısında, Bakanlığın hizmet kusuru olduğunu belirterek İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün de ihmal ve sorumluluğu olduğuna hükmetmişti.

Herkesin yaşama hakkına sahip olduğunu belirten evrensel hukuk ilkesine gönderme yapılan kararda, "İstanbul Emniyeti'ne Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldürme planları hazırladığı, bu kişinin bu eylemi yapacak özelliklerde olduğu 17 Şubat 2006 tarihli yazıyla resmi olarak bildirildiği, Dink'in hayatının açık ve yakın bir tehlike içinde olduğu, kendisinin talebinin beklenmeden koruma tedbirinin alınması gerektiği halde gereğinin yapılmadığı, dolayısıyla idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğu sonucuna varılmıştır" denilmişti.

Kaynak: Bianet