16 Ağustos 2011 Salı

CANLI HAYVAN TAŞIMACILIĞININ ARDINDAKİ DRAM


Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nin çağrısıyla Türkiye'den, Avustralya'dan, Almanya'dan ve İngiltere'den çeşitli sivil toplum kuruluşları ve girişimler, yayınlanan bir basın bildirisiyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nı, canlı hayvan ithalatında düşürdüğü gümrük vergisi oranı nedeniyle kınadı ve birçok hayvan hakları ihlaline sebep olan canlı hayvan ithalatına bir an önce son verilmesi gerektiğini vurguladı.


'Hayvanlar gemilerde ölüyor'


Bakanlığın vergi indirimi kararı ile yaşanan hayvan hakları ihlallerinin daha da artacağını belirten Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nden Burcu Çelik, "Binlerce kilometre uzaktaki ülkelerden Türkiye'ye hayvan taşınmasının mantığını kavramak cidden zor. Devletler ve şirketler, yine daha çok kazanç ve kâr sağlamak uğruna yaşamı değersizleştiriyor, harcanabilir kılıyor. Hayvanlar gemilerde ölüyor, çünkü gemiler, hayvanların nefes bile alamayacağı kadar dolu, bu tamamen etik dışı bir uygulama. Haklara saygılı her bireyin bu zulme ses çıkarması gerek" dedi.



'Hayvan yüklü gemiler 1 hafta limanlara yanaştırılmadı'


Çeşitli ülkelerden deniz ve kara yoluyla taşınan hayvanlar, yaşamsal ihtiyaçları giderilmeden, güvenlik tedbiri alınmaksızın binlerce kilometre yol katedilerek Türkiye'ye ulaştırılıyor. Zorlu yolculuk esnasında birçok hayvan hayatını kaybederken, sayısız hayvan da birbirini ezdiği için sakatlanıyor, susuzluktan ve aşırı sıcaktan ciddi sağlık problemleri ile karşılaşıyor. Hak ihlalleriyle ilgili bilgi veren Burcu Çelik, "Hayvanlarla dolu gemiler zaman zaman limanlara yanaştırılmıyor, hayvanlar bir hafta gibi uzun sürelerle deniz ortasında bekletiliyor. Hayvanları taşırken yanan gemiler bile var. Geçmişte hayvanlarla yüklü gemilerin battığını biliyoruz. İnsanlar ucuz et yiyecek diye canlı hayatı bu derece yok sayılamaz, hak kavramının içi boşaltılamaz. Bakanlık acilen önlem almalı ve canlı hayvan ithalatına son vermeli. Bu etik dışı uygulamayı destekleyen, canlı hayvan ihracatı yapan tüm devletler de bu zulmü artık durdurmalıdır" dedi.


Günümüzde geleneksel hayvan yetiştiriciliğinin "planlı" bir şekilde bitirilmek üzere olduğunun altını çizen Çelik, küçük çaplı çiftliklerin yerine devasa, entegre üretim çiftliklerinin açılarak endüstriyel üretime geçildiğini, bu geçişle birlikte, hakları her daim gaspedilen hayvanların daha yoğun bir zulme maruz kaldığını belirtti: "Kuzular, buzağılar erkenden annelerinden koparılıyor, hayvanlar doğumlarından ölümlerine kadar türlü acılarla ve korkuyla yaşamaya mahkûm edilmekte. Doğal beslenme şekillerinden çok uzak bir şekilde, kimyasal takviyelerle ve insan, hayvan sağlığını tehdit eden müdahalelerle endüstriyel bir yetiştiricilik yapılıyor. Hayvanlar duygusuz, acı çekmeyen robotlar gibi değerlendiriliyor ve makineler yardımıyla sömürülüyor. Bu süreçle birlikte hayvanlara canlı olarak değil, tamamen birer ticarî mal olarak yaklaşılması benimsendi, canlı hayvan taşımacılığında yaşanan hak ihlalleri de bu anlayış sayesinde görmezden geliniyor". 



'Bu bir politik mesele'


Yayınlanan basın bildirisine, hayvan hakları örgütlerinin yanı sıra, aralarında Türkiye'den kadın hakları, eşcinsel hakları, engelli hakları, nükleer karşıtlığı, tüketici hakları, gıda güvenliği ve insan hakları konularında faaliyet gösteren dernek, girişim ve meslekî kuruluşların da bulunduğu yaklaşık 30 organizasyon destek verdi. Hayvan hakları örgütlerinin dışında, bu kurumların desteğini anlamlı bulan Burcu Çelik, "Destekçi kurumlar, canlı hayvan taşımacılığında ve et endüstrisinde yaşanan hak ihlallerinin sadece hayvan hakları örgütlerinin sorunu olmadığını, tüm kamuoyu için politik bir mesele olduğunu göstermiştir, Bakanlık çağrımızı dikkate almalı" diye konuştu. Çelik, “Toplumsal şiddete maruz kalan transseksüel bireylerle dayanıştığımız, tecavüz davalarında erkek şiddetine karşı ses çıkardığımız ya da polis kurşunuyla öldürülen Nijeryalı göçmen Festus Okey’in davasına müdahillik talebinde bulunup davayı yakından izlediğimiz gibi Türkiye’de ciddi hak ihlalleriyle gerçekleşen canlı hayvan ithalatının da takipçisiyiz” dedi.



Basın bildirisine İngiltere’den destek veren Compassion in World Farming'den Kamu İşleri Başkanı Joyce D’Silva ise “Canlı hayvan taşımacılığının, tarifi imkânsız acılara neden olduğu kanaatindeyiz.  Türkiye devletini canlılar üzerindeki bu kanlı ticarete katkıda bulunmamaya ve canlı hayvan ithalatı sürecinde, kendi ülkelerine taşınan tüm hayvanlara tıbbî yardım temin etmeye, hayvanların haklarını gözetmeye çağırıyoruz” dedi.


İnsan hakları, ekoloji, insan - hayvan gözetmeksizin ayrımcılıkla mücadele gibi alanlarda da faaliyet gösteren Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Bakanlığı sadece ithal hayvanlar için değil, tüm hayvanlar için sorumluluğunu yerine getirmeye, insanları ise acı ve korku dolu bir süreçten ibaret olan canlı hayvan ithalatıyla ilgili düşünmeye davet ediyor.


Basın bildirisine destek veren Türkiye'den, Avustralya'dan, Almanya'dan ve İngiltere'den organizasyonlar ise şöyle:


Akkuyu Nükleer Karşıtı Kolektifi, Animal Active! - Avustralya, Animal Liberation Victoria, ALV - Avustralya, APG Animal Protection Group Arbeitsgruppe für Tierrechte e.V. - Almanya, Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği - BGD, Buca Engelliler Derneği, Compassion in Australia - Avustralya, Compassion in World Farming, CIWF - İngiltere, Demokrat Eğitimciler Sendikası - DES, Hayvanları Koruma Derneği Manisa - HAKDEM, Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği - HYHKD, İnsan Hakları Derneği Elazığ Şubesi, İnsan Hakları Derneği Urfa Şubesi, İşkence ve Şiddet Mağdurları için Sosyal Hizmet Rehabilitasyon ve Adaptasyon Merkezi Derneği - SOHRAM-DER, İzler Derneği, Kadın Dayanışma Vakfı, Karadeniz Yazarlar Birliği, Lambdaistanbul Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transseksüel Dayanışma Derneği, Live Export Shame, LES - Avustralya, Mersin Arkeo-Sev Proje Girişimi, Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Derneği, Tüketici Hakları Derneği Muğla Şubesi, Tüketiciyi Koruma Derneği - TÜKODER, Türkiye Görme Engelliler Derneği, Türkiye Hayvanları Koruma Derneği - THKD Genel Merkezi ve Şubeleri, Yaşam Hakkı İnisiyatifi, Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, Yeşiller Partisi Tarım Çalışma Grubu, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü.



Basın bildirisine ulaşmak için tıklayın.