18 Temmuz 2011 Pazartesi

FETHİYE TOPLU TECAVÜZ DAVASI: Telefon Kayıtları Olay Anlatımını Doğruluyor

“Fethiye Davası” olarak bilinen Fethiye’deki toplu tecavüz davasının dördüncü duruşmasında, sanıkların telefon kayıtlarının, tecavüze uğrayan davacının olay gününe ilişkin ifadeleriyle örtüştüğü bildirildi.


Fethiye'deki toplu tecavüz davasının 15 Temmuz'daki dördüncü duruşmasında incelenen sanıkların telefon kayıtları, tecavüze uğrayan davacının olay günü anlatımıyla uygunluk gösterdi.

Müdahil avukat Cevriye Aydın'ın bianet'e yaptığı açıklamada, sanıkların olay günü yaptıkları telefon konuşmalarının, telefonların sinyal konumlarının mahkemeye sunulduğunu, iki sanığa ait dökümlerin ise henüz mahkemeye ulaşmadığını belirtti. Aydın, delillerin toplanması sürecinin devam ettiğini söyledi.

Müdahil avukat Deniz Tuna ise telefon kayıtlarının ve baz istasyonu sinyalleri ile telefonla konuşma konumlarının önemini söyle anlattı: "Maalesef tecavüz davalarında tecavüze uğrayan kadının olayla ilgili ifadesini temel almamak gibi bir yaklaşım var. Telefon kayıtları ve baz istasyonu sinyalleri müvekkilimizin olay gününe ilişkin ifadesiyle tutarlılık gösteriyor. Görüşme saatleri, telefon konuşmasının yapıldığı konumların davacının ifadesiyle uyuşması, bu ifadenin temel alınması gerektiğini ortaya çıkardı. Bu oldukça önemli bir gelişme."

Sanıkların "kuvvetli şüphe" nedeniyle tutuklu yargılanması taleplerinin mahkeme tarafından reddedildiğini söyleyen Tuna,  bu talepten vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Duruşmalar sırasında müdahil avukatlar olarak saldırganlıklarla maruz kaldıklarını da söyleyen Tuna,sanıkların avukatlığını üstlenen Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan'ın müdahil avukatları azarlamaya çalıştığını, otuz kadının birleşip yalan söylediklerini iddia ettiğini belirtti. "Kadın gibi değil, hukukçu gibi konuş" diyenlerin olduğunu söyleyen Tuna, müdahil avukatların bu kadar saldırganlıkla karşılandığı yerde, tecavüze uğrayan davacının karşılaştığı saldırgan davranışlar ve zorlukların neler olduğunu düşünmek gerektiğini belirtti.

Kadınlar Hem İçeride Hem Dışarıda 

Fethiye Davası'nda kadınlar hem içerde hem de dışardaydı. Adliye Binası önünde basın metnini okuyan Özlem Altun, "tecavüze uğrayan kadının beyanının esas alınması gerekir" taleplerinin görmezden gelindiğini belirterek, "aradan geçen süreye rağmen tecavüzcüler hala tutuklanmadılar ve rahatlıkla iş ve toplumsal hayatlarına devam ediyorlar" diye konuştu.

Resmi ağızlardan gelen bazı beyanların kadına yönelik şiddeti meşrulaştırdığını vurgulayan Altun, "kadınları ikinci sınıf insan olarak gören egemen anlayış, kadını yok sayan, aşağılayan söylemlerle katilleri, tecavüzcüleri, saldırganları cesaretlendiriyor" dedi.

Sık sık "Tecavüzde kadın beyanı esastır", "Tecavüzcüler tutuklansın", "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganlarının atıldığı açıklamada kadınlar taleplerini bir kez daha dile getirerek davanın takipçisi olacaklarını, adalet için ısrar edeceklerini söylediler. Davanın beşinci duruşması 14 Ekim 2011 tarihinde yapılacak.

Kaynak: Bianet